15 Kasım 2018 Perşembe

Metobalizma ve Yogik Beslenme

Yoganın, ruhsal ve fiziksel anlamda kattıklarını artık herkes biliyor. Bundan ve daha bir sürü nedenden kaynaklı yoga artık alabildiğine popülerleşmiş durumda. Yoga bunların ötesinde bir felsefe ve yaşam tarzıdır. Evet herkes meseleye günlük tüketilebilir, hareketlerini yap geç olarak bakıyor olabilir, özellikle bu işin içinde olmayanlar. Fakat asla böyle değil. Beslenmeden tut yaşam tarzına kadar yoga her alanda var olan, var olması gereken bir felsefe ve kavrayıştır. Yazımda da bu meseleden hareketle yogik beslenmenin metabolizmaya olan faydalarını inceledim. Umarım faydalı olur. İyi okumalar.


Metabolik Hastalıklar için Yogik Beslenme


Yogik Beslenme
Yoga, mistik ve felsefi kavramlardan ortaya çıkan eski bir Hint felsefe sistemi ve disiplindir. Bugün batı toplumunda oldukça yaygın olmakla beraber, yaşam tarzını ve genel sağlığı iyileştirmek için sağladığı faydaların bilinmesinden dolayı uygulanmaktadır.  Yoga uygulayıcıları aynı zamanda, daha sağlıklı ve daha iyi yeme alışkanlıklarından söz ederler. Yoga, fiziksel aktivite, zihinsel ve ruhsal dinlikle bir araya gelen sağlıklı beslenme alışkanlığı ile  anormal yeme davranışlarını (AEB), obeziteyi ve bazı metabolik hastalıkları önlemek ve iyileştirmek için terapötik bir yöntem olarak kullanılabilir. Yoga uygulamasıyla beraber, taze sebzeler, tam tahıllar, soya bazlı ürünler ile oluşturulan yeni yeme alışkanlığı, önemli değişiklikler yaratarak ve bunun da kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceği belirtilmektedir. Ancak sağlıkçılar, bozulmuş yeme ve metabolik hastalıkların klinik tedavisinde alternatif bir yöntem olarak yoganın kullanılmasının yaygınlaşması için daha fazla vaka kontrol çalışmasının gerektiğini de söylemektedirler.

Metabolizma Nasıl Çalışır?


Metabolizma, vücudun, alınan yiyecekleri bireyi canlı tutan yakıtlara dönüştürmek için kullandığı kimyasal işlemdir. Beslenme, proteinler, karbonhidratlar ve yağlardan oluşur. Bu maddeler sindirim sistemindeki enzimlerle parçalanır ve daha sonra yakıt olarak kullanılması için hücrelere taşınır. Vücut ya bu maddeleri hemen kullanır ya da daha sonra kullanmak üzere bunları karaciğer, vücut yağı ve kas dokularına depolar.

Metabolik Bozukluk Nedir?


Metabolizma süreci başarısız olduğunda, vücudun sağlıklı kalmak için gerekli olandan çok fazla veya çok az miktarda öz maddeye sahip olmasına neden olan bir metabolik bozukluk ortaya çıkar. Vücut metabolizmada oluşan hatalara çok duyarlıdır. Vücut tüm işlevlerini yerine getirmek için amino asitlere ve birçok protein türüne sahip olmalıdır. Örneğin, beyin, elektriksel dürtüleri üretmek için kalsiyum, potasyum ve sodyuma, sağlıklı bir sinir sistemini korumak için lipitlere (yağlara) ihtiyaç duyar.
Metabolik bozukluklar birçok nedenden dolayı görülebilir. Önemli bir kimyasal reaksiyon için gerekli olan eksik bir enzim veya vitamin, metabolik süreçleri engelleyen anormal kimyasal reaksiyonlar, karaciğer, pankreas, endokrin bezleri veya metabolizma ile ilgili olan diğer organlarda bir hastalık, beslenme eksiklikleri gibi nedenler metabolik bir bozukluğa sebep olabilmektedir.


Metabolik Sendrom


Metabolik terimi, vücudun normal işlevinde yer alan biyokimyasal süreçleri ifade eder. Metabolik sendrom, bir değil, aşağıdaki sağlık sorunlarının üç veya daha fazlasını içeren bir metabolik bozukluktur: abdominal obezite, yüksek kan şekeri, yüksek trigliserit seviyeleri, yüksek tansiyon veya düşük HDL (iyi) kolesterol. Amerikan Kalp Derneği (AHA), bugün yetişkinlerin yüzde 23’ünün metabolik sendroma sahip olduğunu bildirmektedir. Metabolik sendromunuz olduğunda, vücudunuz ciddi bir sıkıntı içindedir. Metabolik sendrom, kalp hastalığı, inme ve diyabet dahil olmak üzere olası ölümcül sağlık sorunları ile karşılaşma riskini arttırır.
Metabolik sendrom için risk faktörleri obezite ile ilişkilidir. Merkezi obezite veya vücudun orta ve üst kısımlarında aşırı yağlanma, vücudun şekeri kullanmasını zorlaştıran insülin direnci en önemli iki risk faktörü olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Metabolik sendrom riskini artırabilecek başka faktörler vardır; yaş, metabolik sendromun aile öyküsü, yeterli egzersiz yapmamak ya da hareketsiz yaşam, polikistik over sendromu tanısı risk faktörleri arasında sıralanır.

Metabolik Sorunlar, Yoga ve Sağlıklı Beslenme


Ancak vücut metabolik olarak yeniden düzene sokulabilir. Fakat sağlıklı yaşam konusunda süreklilik, hareket ve sağlıklı beslenme sürdürülebilirliği önemlidir. Metabolik sendromu önlemenin en iyi yolları olarak, sağlıklı bir kiloyu korumak, düzenli olarak egzersiz yapmak ve metabolizma ölümlü beslenmeden kaçınarak bitki merkezli beslenmek şeklinde sunulur.
Ayurveda diyet, yoga, meditasyon ve doğal bitkilerin kullanımı ile metabolizmanın düzenlenmesine önemli ölçüde katkı sağlar. Ayurveda ağırlıklı olarak sağlığın korunmasına odaklanır. Ayurveda, sağlığın koruyucu ve teşvik edici yönlerini vurgular. Yüzyıllar önce Ayurveda, Dinacharya (sağlıklı yaşam için günlük rejim), Ritucharya (sağlıklı yaşam için mevsim rejimi), Sadvaritta (ahlaki davranışlar) ve Achara Rasayana (sosyal davranışlar) kavramlarını sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı için iyi belirlenmiş kurallar olarak ortaya koymuştur. Fakat şimdiki çağda, neredeyse hiç kimse bunları takip etmemektedir. Sonuç olarak, düzensiz yaşam tarzı kötü beslenme alışkanlıklar birçok metabolizmik rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olur. Yoga uygulamasıyla sağlanan fiziksel aktivite ve beslenme alışkanlıklarının sağlıklı bir diyet ile düzenlenmesi, ayurvedik bir yaşam tarzının benimsenmesi, metabolizma bozukluklarının iyileşmesine önemli ölçüde katkı sunar.

Yoga yapmak bu manada bir bütünlüklü kavrayış barındırır. Yogik beslenme ve ayurvedik bir yaşam tarzı sizin günümüz günlük yaşantıdan kaynaklı tüm fiziksel ve ruhsal problemlerden arındıracaktır. Metabozmaya bağlı sorunlar da dahildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder